Sapkın bir delilik labirentinde yalnız başına ilerlerken, korku ve dehşet tek yol arkadaşların. Dehşet içinde, afallamış, korkmuş ve sarsılmış haldesin, burada bulunma amacına dair en ufak bir fikrin bile yok.
İlk an içinden akıl sağlığını sorgulamak geliyor. Acaba öldün mü yoksa bir tür cehennemde kapana mı kısıldın?
Etraf ise dehşet verici: Sinir bozucu, korkunç fısıltıların seni çevrelediğini duyuyorsun ve adımların sana mezar olan iğrenç hapishanenin duvarlarında yankılanıyor.
Yanında sadece bir pastel boya kalemi ve bir el feneri var, bu durum içinde bulunduğun halin saçmalığını biraz daha arttırıyor. Seni kim bu korkunç yerde, bu anlamsız aletlerle, dehşet içinde ve tek başına bırakmış olabilir ki?
Sonsuza kadar sürmüş gibi hissettiren bir süre boyunca, kendini içinde hapsolmuş bulduğun bu zindana kendini alıştırmaya çalışıyorsun, ancak buradaki ürkütücü ve kötücül hava seni korku içinde titretiyor.
İzleniyor olduğun hissini üzerinden atamıyorsun ve ne zaman bir şey gördüğünü ya da duyduğunu düşünsen dehşete düşüyor, bunların kaygı dolu hayal gücünün oyunları olduğunu varsayıyorsun.
Kâbuslardan çıkıp gelen o yaratıkla, zindanda terör estiren iğrenç mahlukla ilk karşılaşman, dehşet içinde kaçmanla son buluyor. Panikliyorsun, tek düşüncen hayatta kalmak ve ne pahasına olursa olsun buradan kaçmak. Sanki peşinde Şeytan'ın ta kendisi varmış gibi koşuyorsun.
Küçük bir oyuğa sığındıktan sonra kemiklerine kadar işleyen korkuyla titrerken karanlıkta ağır ağır ilerleyen canavarın hırıltılı nefesi kulağına geliyor. Kıpkırmızı gözleri tam yanı başında, kasvetin içinden ateş gibi parlıyor. Seni arıyor, etini ve ruhunu yiyip bitirmek istediğinden eminsin.
Tam o anda, korku ile dehşetin, av olmanın, kovalanmanın gerçek anlamını kavrıyorsun.
Saatler geçiyor ve hâlâ yaratıkla olan karşılaşmanın dehşeti içindeyken labirentin bir haritasına denk geliyorsun, konumunun bu kâğıt parçası üzerinde anlık olarak güncellenmesi seni şok ediyor. İnanamıyorsun, bu bir çeşit büyü mü, yoksa sonunda aklını mı kaçırdın?
Çaresizlikle bu kâbusun sona ermesini diliyorsun. Haritadan faydalanarak, kıvrılan korkunç koridorları keşfediyor ve labirentin gizemlerini çözmeye çalışıyorsun.
Zaman zaman tuhaf aletler ile daha da tuhaf oyuncak bebekler, maskeler ve endişeli zihninin tam olarak anlam veremediği diğer tiksinç garipliklere rast geliyorsun.
Korku ve dehşet her anına hâkim olsa da, karanlıklarda saklanan iğrenç canavara teslim olmayı reddediyorsun. Güçlüsün ve seni bu ürkünç ve esrarengiz zindanı kendine ev bellemiş feci canavara teslim olmaya zorlayan deliliğe engel olacaksın. Bu korkunç iblise boyun eğmeyeceksin.
Hayatta kalacaksın, ne pahasına olursa olsun.
--------------------------------------------------------------------------
Garden of Fear, 16 yaşından büyük oyuncular için tasarlanmış bir hayatta kalma ve korku oyunudur. Hassas kişilere göre değildir, bu yüzden kolayca korkan biriysen sana uygun olmayabilir.
Oyuna kendini tam olarak kaptırabilmen için oyunu tek başına, karanlıkta ve kulaklık takarak oynamanı öneririz.
Oyunun amacı, dokuz görevin hepsini her iki zorluk seviyesinde de tamamlamak ve nihayet korkunç canavarla yüzleşerek dehşet dolu bahçelerden kaçmaktır.
Dokuz görevin isimleri şunlar:
Metanetli Selma
Sütçü Hannes
Çılgın Beppo
Deliliğin Çok Yüzlü Maskeleri
Boynuzluların Ruhları
Yıllanmış Gövdeler
Butzi'nin Hurda Kutusu
Barbara'nın Kasaplık Kitapları
Labirentten Kaç!
Bunu başarmak için oyuncunun biçimsiz yaratık yavrularıyla savaşması ve büyük canavar tarafından fark edilmemesi gerekir. Oyun boyunca bulacağı diğer eşyalar oyuncuya ilerlemesinde yardımcı olur.
Ödüllü videoları izlemek isteğe bağlıdır. Bu videoları izlemek oyuncuyu diriltir ya da labirente girmeden önce bazı avantajlar sağlar.
Herhangi bir sorun halinde bizimle iletişime geç: support@smuttlewerk.de
Güncellenme tarihi
24 Tem 2024