Sonic hakkında 5 kısa bilgi

Sonic'i Mega Drive gezilerinden bu yana veya son yıllarındaki mavi tüylü kahraman olarak sevmiş olabilirsiniz. Her durumda Sega'nın bu sevimli maskotunun büyüsünü inkar edemeyiz. Knuckles'ın Paramount+ tarafından gösterime sunulmasıyla birlikte, Sonic'i daha yakından tanımanızı sağlayacak bazı bilgileri paylaşmak istiyoruz.

İlk kez 1991 yılında oyunseverlerle buluşan Kirpi Sonic, hızından dolayı mavi bir ışık gibi göründüğünden "Blue Blur" lakabıyla tanınıyor. 30 yılı aşkın süredir de Green Hill Zone'da koşmaya devam ediyor. Bu süre zarfında 150'den fazla oyunda yer aldı. Ayrıca yarış arabası kullanmaya merak saran Kirpi Sonic, olimpiyatlara da katıldı. Bunların yanı sıra, video oyunlarındaki başka karakterlerle de büyük mücadelelere girdi.

Sonic'in simgesi mavi dikenleri ve kürkü olsa da bu karakter ilk başta kirpi değildi. İlk tasarımına baktığımızda Sega'nın maskotunun, uzun kulaklara sahip bir tavşan olduğunu görüyoruz. Kulaklarını düşmanlarına saldırmak ve etrafındaki nesnelerle etkileşimde bulunmak için kullanıyordu.

Bu karakter, bugün bildiğimiz ve sevdiğimiz haline gelene kadar hızlı bir değişim geçirdi. Sega yeni çıkan bazı Sonic oyunlarında karaktere göndermede bulundu, hatta oynanabilir sürümünü de ekledi.

Sonic'in çok hızlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki tam olarak ne kadar hızlı koşabiliyor? Sega'nın oyun kılavuzlarına göre Sonic, kısa süreli olarak ışık hızında koşabiliyor.

Ne kadar hızlı olduğunu daha iyi anlamak için, Sonic'in göz açıp kapayana kadar ekvatorun çevresinde tam bir tur atabildiğini düşünün. Neyse ki sınırlarını zorlamadığı zamanlarda ses hızında, yani saatte 1.234,8 kilometre hızla koşuyor.

Sonic'in ilk olarak aynı isimli 1991 klasiğinde yer aldığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Sega, yeni maskotunu ilk olarak ondan altı ay önce Ocak 1991'de yayınlanan arcade oyunu Rad Mobile ile tanıttı. Bu oyunda, oynanabilir bir karakter olarak rolü yoktu. Yalnızca oyundaki arabanın dikiz aynasında sallanan bir koku aksesuarı olarak görünüyordu.

Kültürel bir simge olduğunuzun en iyi göstergesi, adınızın bir şeye verilmesidir. Sonic bu övgüyü fazlasıyla hakediyor. Bilim insanı Bob Riddle, 1993'te dünyadaki her hayvanın genlerinde bulunan bir proteine "Sonic Hedgehog protein" adını verdi. Bu geni tanımlarken kirpi benzeri dikenli görünümüne dikkat çekecek, akılda kalıcı bir ad bulmak istemişti.