GRİKURT SERİSİ

·
Series
9
Books
GRİKURT SERİSİ / 2 . KİTAP / HAYALET ÖYKÜLERİ
Book 3
3.4
·
$1.70
Hayat bir nehir gibidir, nehirlere dikkatle baktığınızda onlara pek çok ırmak ve derenin katıldığını, suyun pek çok kanaldan geldiği gibi kaybolduğunu görürsünüz. Olaylar ve maceralar düşündüğünüz gibi, kompozisyon mantığıyla, yani; giriş, gelişme ve sonuçla ilerlemez. Bazen karakterler büyük yıkımların ve umutsuzlukların ardından yeniden doğmuş gibi yükselmez. Genellikle olaylar başka insanların önemsiz saydığı pek çok hareketin, pek çok etkinin karşılaşması, birbirine karışması, birbirinden ayrılmasıyla olur... Kazalar, entrikalar, kasıtlar, rastlaşmalar bazen her şeyi değiştirir.


Ve bazen hiç bir şey de değiştirmez...


Grikurt diğer hikayelerden bazılarında olduğu gibi çok kişi, kurum veya oluşumun olay girdabına katılımına, olaylardaki etkilerine uygun olarak yazılmaktadır, bu konuda sıkıntı duyan okuyucuların sıkıntıları için çok üzgünüz ama ne Grikurt'un ne de diğer romanların gidişi veya yazılışı değişmeyecektir.




Sokaklarda dedikodu hiç bitmez, hiç durmaz. Çoğu akıllı mantıklı şeyler değildi, durup düşündüğünde zaten var olmadığını, olamaycağını anlayacağın şeylerdir.


Hala Düzenleyicinin bir sahilde, kokteyl içerek emekliliğinin tadını çıkardığına inanlarlarda vardı. Onun karanlıkta kaybolduğunu söyleyenlerde.


Mesela hayaletler karanlık sokaklarda dolaşıp kötü adamları ortadan kaldırmaz.


Mesela hiç bir vakıf sizin için adaleti sağlamaz.


Gazeteci Canan Yüksekdağ yeni bir dedikodunun peşindeydi.


Yeni çeteler Grikurt ve ekibinin boşalttığı yerleri doldurmaya çalışıyordu.


Düşen Silahlı İnsansız Hava Aracının soruşturması ilerliyor, ilerledikçe Grikurt'un hikayesi derinleşiyor, derinleştikçe karanlıklaşıyordu. Geçmişin gelecekle karıştığı topraklarda kanla, karanlık birbirine giriyor, bulanıklaşıyordu.


Yeni bir düşman, yeni olaylar ve yeni fırtınalara hazırlanın.


Hayalet Hikayeleri başlıyor.


Eğer bu macerayı beğendiyseniz geri kalanına arama penceresine Onur Diler yazarak ulaşabilirsiniz.


Yeni yayınlanacak kitapların bilgisi için beni sosyal medyadan takip edebilirsiniz.

Iİnstagram: brhpozitif


Facebook: yazaronurdiler


Twitter: onurdiler

GRİKURT SERİSİ / 5. KİTAP / KURDUN EZGİSİ / KAOS GÜNCESİ / Zombi savaşı 1
Book 6
3.7
·
$1.70

Devletsizler geliyordu, hem de diğerlerinden farklı olarak gerçeklerle geliyorlardı.

Sokaklara çalışabilmek için alacakaranlıkta çıkanlar onların sözlerini, kelimelerini, cümlelerini, gönüllerinde, akıllarında taşıyorlardı. Devletsizler onlara şöyle fısıldıyordu;

Devlet kutsal değildir, devlet kutsal olanı korumak için bekleyen bekçidir. Devlet kimsesizlerin kimsesi olmak için yapılan bir kurumdur. Eğer bunu olamazsa, kimsesizleri satarsa, kutsalı korumazsa yok edilmesi gereken bir asalaktır.

Devlet kutsaldır diyenler, sen işlerine burnunu sokma diye bunu söyler. Çünkü devleti kullanarak senden bir şeyler çalar. Rahatça konuşma özgürlüğünü çalar, rahatça düşünme özgürlüğünü, rahatça yaşama özgürlüğü çalar. Cebinden para çalar. Yapması gereken içleri 1 liraya yapabilirken 100 liraya mal eder ve bu parayı senden çalar. Sen ömrünü bir köle gibi tüketirken, sana; "devlet kutsaldır" diyenler yatlarında, şampanya ve havyar tüketir.

Sana itaat et derken, onlar itaat edenlerin kanları ve kemikleriyle yaptıkları tahtlarda oturuyor.

Sana, "karar sana aittir, efendi sensin," derlerken senin temsilci olarak seçtiklerin patronların çıkarları için kanunlar çıkarıyor.

Kutsal olan emektir, kutsal olan adalettir, kutsal olan sadece halktır. Geri kalanı o kutsiyetin devamı için yaratılan araçlardır. Bu yalanlara inandıkça kafirlerin tapınaklarında kaybolacaksın.

Devletsizler herşeyi yıkmak için geliyordu, alt yapıyı, güveliği, iletişimi, eğitimi, sağlığı… İşlerini bitirdiklerinde medeniyet denilen şeyden elle tutulur bir eser bile kalmayacaktı. Bu kez herkes hayatta kalmaya çalışacaktı.

Grikurt ve ekibi geliyor, çok daha karmaşık bir fırtınanın içinde hayatta kalmaya çalışacaklardı.

Grikurt ve ekibi geliyor. Kurdun Ezgisi’nde sizlere kaos savaşını anlatmak için geliyor… 






Eğer bu macerayı beğendiyseniz geri kalanına arama penceresine Onur Diler yazarak ulaşabilirsiniz.


Yeni yayınlanacak kitapların bilgisi için beni sosyal medyadan takip edebilirsiniz.

Iİnstagram: brhpozitif


Facebook: yazaronurdiler

GRİKURT SERİSİ / 8. KİTAP / KURDUN GECESİ / KAOS GÜNCESİ / Zombi savaşı 4
Book 9
2.6
·
$2.00
Yalanların gerçeklerden daha çok kazandığı bir dünyada dürüstlerin cezalandırılmasına kimse aldırmaz. Tabii kendi çıkarlarına dokunmuyorsa. Dürüst olanlar bu gecenin geleceğini defalarca söylemişti ama kimse onlara inanmak isteme​mişti. 

İnsanlar modernleştikçe medenileşmiş, medeniyetlerinin seviyesini ve ihtişamını göstermek için gökyüzüne uzanan binalar yapmışlardı.

Artık binaları, yolları, araçları, onları eğlendiren ekranları vardı.Onları koruyan silahları, silahları kullanacak, parayla satın aldıkları adamları vardı. Buna sistem dediler. Sistemi düzenleyen, sistemi koruyan ve düzenleyen kurallar koydular, kanunlar ve kurallar onları daha da medenileştirdi.

Medeniyete ve sisteme güvendiler.

Medenileştikçe zayıfladıklarını fark etmediler.

Kendilerini korumayı unuttuklarını, silahsız olduklarını, binaların aslında düşündükleri kadar güvenli olmadığını anlamaları için ise sadece bir gece yetmişti.

Şimdi elektrikleri olsa bile ışıklarını açamıyorlar, dışarda, kendi yaptıkları yolların üzerine yürüyen, kendileri gibi takım elbiseler giyinmiş, birkaç saat önce kendileri gibi sisteme güvenen insanlardan saklanıyorlardı.

Bir zamanlar "Deli", "Manyak", "Silah Manyağı" ya da "Ucube" olarak adlandırdıkları insanlar ise hazırlandıkları şeyin mutsuzluğu içindeydi.

Evet, mutsuzluk.

Çoğu bu zamanların gelebileceğinden korkmuş, ön görmüş ve diğerlerinden farklı olarak hazırlanmıştı. Ancak yine çoğu o günün asla gelmemesi için dua da etmişti.

Afet İstanbul'u kavurup, dünyayı birkaç yüzyıl geriye atarken büyük savaşlar ve büyük savaşçılar haricinde de bir sürü küçük kahraman ve macera yaşandı.

Bu kitap o birkaç macerayı ve medeni sayılan son çağın çöktüğü o geceyi anlatmaktadır.​ 

Zira bu gecenin şafağını tarihçiler Kışçağı olarak anacaktı.