Selim 42 yaşında, yalnız yaşayan, içine kapanık bir senaryo yazarıdır. Selim hayatında yenilenme kararı almış, bu sebepten içkiyi bırakmış, spora başlamıştır. Gittiği spor salonunda yolu Ayşıl'la kesişir. Ayşıl genç, modern, güzeller güzeli bir kızdır. Ayşıl'dan etkilenen Selim, tanışmak için bir fırsat yaratmaya çalışırken koşu bandından düşüp şuurunu kaybeder. Hastanelik olan Selim'in gözlerini açtığında ilk karşılaştığı yüz, kazadan sonra onun yardımına koşan Ayşıl'dır. Yolları ayrılırken Selim'in aklındaki tek düşünce Ayşıl'ın asla kendisine bakmayacağıdır. Yalnızlıktan bıkan Selim, Umre'den yeni dönen annesi Mehpare'ye beraber yaşamayı teklif eder. Teklifi sevinçle kabul eden Mehpare, oğlunun hayatını ciddi anlamda değiştirecektir. Sağlıklı yaşam düsturunun bir parçası olarak sabah koşularına başlayan Selim'in yolu, koşu için gittiği parkta Ayşıl'la bir kez daha kesişir. Bu sefer yardıma ihtiyacı olan kişi, etrafı bir kaç tacizciyle çevrelenmiş Ayşıl'dır. Selim son derece ''alışılmadık'' bir metodla Ayşıl'ı kurtarır. Ayşıl, hem Selim'in kahramanca tavrından, hem de bir yazar olmasından oldukça etkilenmiştir ve Selim'den hoşlandığını açıkça belli eder. Ayşıl'ın bu ilgisine inanmakta güçlük çeken sadece Selim değildir. Selim'in yakın dostu Yılmaz ve Mahir de bu kadar güzel bir kızın Selim gibi bir adamda ne bulduğunu pek anlayamaz. Yılmaz, ünlü bir dizi oyuncusu, Mahir ise onun dublörü, aynı zamanda en yakın dostudur. Kendi deyimleriyle '' Çirkinler Kategorisi''nde olan Yılmaz ve Mahir'in de aşk hayatları pek hareketli değildir. Yılmaz ve Mahir'den aldığı akılla Ayşıl'ı arayacak güveni kendinde bulamayan Selim, aramaktan vazgeçtiği anda Ayşıl onu arar. Selim ve Ayşıl, sonu yeniden Selim'in sıradışı kahramanlıklarından biriyle bitecek olan romantik bir akşam geçirirler. Selim artık Ayşıl'la sevgili olmuş, bu motivasyonla uzun süredir yazmak isteyip yazamadığı senaryosu ''İçimdeki Ses''i yazmaya başlamıştır.