Mete duygusuz bir çocuktu. Küçük yaşta ailesini kaybetmiş ve küçük kız kardeşiyle yalnız kalmıştı. Yıllar geçmesine rağmen değişmedi ve asla duygularına yeniden kavuşamadı. Acımasız dünyanın karanlığına adımını attığı anda gerçekleri görebiliyordu. Bu dünya dibine kadar çürümüş, kan ve etin içinde yüzüyordu. Bu kadar pisliğin arasında kaybolacak biri değildi. Bu karanlık Tanrıya en yakın canlıyı oluşturacaktı. Bu savaş; insanlar, yaratıklar ve Tanrı arasındaydı.