Irklar bölünmeden evvel, yalnızca ateş ve kül vardı. Köşe bucak yandı.
Son ejderin ruhu parçalara ayrıldıktan, her bir parça bir ırkı peydahladıktan sonra gökyüzü karardı.
Sözcükler patladı, tabiat çekildi; kanatlar esnedi, zihinler gerildi. Yalnızca ateş saklandı.
İnsanlar kendisi gibi olmayandan uzaklaştı; aynı gücü kullanan, aynı tarafa kaçtı.
Sonra savaşlar başladı, sonra savaşlar hiç durmadı.
Üçgöl Savaşı geride binlerce ceset bıraktı.
Yaralar bedenler üzerinde değişti, kimisi taptaze örtündü, kimisi sevimsiz bir görüntü ile hatırlattı.
İhtiyarlar ilk iz dediklerinde korkunun sesi tüm coğrafyada yankılandı.
Mahşer İzleri’nin ilk tecellisi yeni kanlar döküleceğine işaretti.
Mahşer İzleri’yle karanlık usul usul yaralayarak gelecekti.
Mahşer İzlerinin sonuncusu zuhur ettiğinde insanlık bir uykuya gömülecekti.
Ne var ki onlar her şeyi bilecekti, ne var ki onlar sadece bilecekti.
***
Savaşın kırıkları ruhuna batmış, canı yanmış, kaybetmiş, kendini de kaybetmiş soylu bir adamdı Scarus. Ölüm onun ruhuna üflemeden o karanlığın ruhuna üfledi. Kazanmak için kaybetti, ürkütücü bir örgütün içinde var olmak, zihnindeki intikamın kolay yoluna en kestirmeden adım atmak isterken adımını yönelttiği yolun nereye gittiğini görmedi.
Kölelikten filizlenen hayatı; acı, gözyaşı ve safi nefretle beslenen, soylulara diş bileyecek kadar kudret kazanan kimsesiz bir kızdı Aemilia. Herkesin sorgulamadan kabullendiği uydurulmuş gerçeklikleri ezmek istedi. Bazen gören gözleri kör, duyan kulakları sağırdı. Hemen değil, zaman geçtikçe anladı.
Kurgulanmış bir hayatın, işlevsiz bir parçasıydı Amadeus. Ne aradığını bilmeden çıktığı yolculuk, ona onu anlatacak, ona hayatı tanıtacaktı. Şimdiye kadar öğrendiği tüm büyüler, aldığı tüm derslerden daha fazlasını aile sırlarını keşfe çıkarken öğrenecekti.
Bir aile sırrı, bir intikam ve bir kadim büyünün akıbeti nasıl bağlanabilirdi: Karanlık dehlizlerden duyan kulak, uzaklardan gören göz, kapı arkalarından fısıldayan dil yanıt verecekti.
***
Ulugart şimdiye dek tatmadı o keskin zehri
Katran gibi yağmur, toprağın sessiz darbesi
Zaman akarken, görünecek Mahşer İzleri
Değişirken her bir nizam, okunacak gizleri
Ali Kerem | Hayalkatibi
Yazar Hakkında
1997 yılında Kocaeli’de doğdu. Orta öğrenimini Muammer Dereli Anadolu Lisesinde tamamladı, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde eğitim görmekte. Bu zamana kadar “Hayalkatibi” mahlasıyla Wattpad ve Sweek gibi sosyal medya platformlarında çeşitli roman, kısa hikaye ve şiir kaleme aldı. 2017 Sweekstars yarışmasında üçüncü oldu.
Yapıtları
Orova (Roman) 2017
Küçük Yürek (Kısa Hikaye) 2018
İki Uçurumlu Köprü (Kısa Hikaye) 2019
Mahşer İzleri (Fantastik - Roman) 2019