Yıllardır sürdürülen araştırmalar sonucunda hayatı hakkında bazı bilgiler bulunmuşsa da doğum ve ölüm yerleri, yaşadığı dönem, asıl adı ve ailesi halen kesin olarak bilinmemektedir.
Ancak Karacaoğlan’ın, Türkmen aşiretleri arasında Çukurova ve Toroslar’da yaşadığı sanılmaktadır.
Anadolu’yu, Rumeli’yi ve Orta Doğu’yu dolaşmış, şiirler söylemiştir. Hayatı boyunca tabiatla kucak kucağa yaşamış, ona gönül vermiştir.
Karacaoğlan’ın halk beğenisine uygun ve divan edebiyatı etkisinden uzak şiirleri çabuk yayılmıştır. Bu geniş şöhreti nedeniyle ölümünden sonra gerçek hayatı unutularak adı etrafında efsaneler meydana gelmiştir.
Çağdaşları olan Bayburtlu Zihni, Dertli ve Seyrani de Karacaoğlan’ın izleri görülür.
Sayısız inceleme ve tanıtma kitabına konu olan Karacaoğlan’ın şiirlerini ilk kez Sadettin Nüzhet Ergun, 1927’de “Karacaoğlan” adıyla derleyip yayımlar.
Din,dil, ırk ayırt etmeden insanları seven, yazar 1998 Yılında Trabzon'da dünyaya geldi...Çocuklara yönelik birçok eseri bulunan yazar tam bir çocuk aşığı olmakla beraber, Çocukları şu cümlelerle ifade ediyor;“Onlar, saflık ve temizliğin simgeleri, doğa ananın en taze nefesleri. Onlar, Dünya'nın tatlı çiğdemleri, ümit dolu filizleri. Kirlenmemiş duyguların mis kokan dünyasında; sevginin, pembe ümitlerin ve tatlı hayallerin müjdecileri. Onlar, bu yorgun coğrafyanın en nazlı çiçekleri, onlar Dünya'nın güleç yüzlü çocukları”.