“Mefkûresi olmayanın ne kat edeceği bir yolu, ne kendisini harekete geçirecek bir enerjisi, ne de ulaşmak istediği bir hedefi vardır. O, iradesinin üstüne yatıp kendisini durgunluğa saldığı andan itibaren âdeta cansız varlıklar gibi kımıldayamayacak hâle gelmiş, heva ve hevesinin tasallutu altında boynu tasmalı, ayağı prangalı bir mahkûma dönüşüvermiştir. Bu ise kaçınılmaz olarak kokuşma, içten içe çürüme ve kadavralaşmayı netice verir. Esasında son birkaç asırdan beri yaşadığımız ferdî, ailevî, iktisadî ve idarî iç içe buhranların temelinde yüksek düşünce ve ulvî gayelerden mahrum böyle bir mefkûresizlik vardır.”
Religión y espiritualidad