Endülüs Emevi devleti zamanında bu bilim o kadar ileri gitmiş ki, bu günkü bilime tamamen uymaktadır. İslam bu yönden, matematiğe, coğrafyaya, geometriye, astronomiye önem verdiği gibi, bununla da yetinmemiş kendine temel kaynak olarak Kur'an-ı Kerim'i ışık tutmuş ve bu bilimin temelini orada araştırıp bulmuştur. Ve bu günkü batı uygarlığına ışık tutan yüzlerce eser bırakmışlardır. İslamiyet’ten çok asırlar önce görünmeyen Âlemlerin mahiyetini araştırmış, bulunduğu dünyada kendisini etkileyen nedenleri incelemiş ve kısmen olsa da bir gerçeği bulmuştur. Kur'an-ı Kerim’in ile bu bilim daha çok açıklığa kavuşmuş, insan zekâsı bu yönden birçok gerçekleri bulmuştur. Uydulara isimler konmuş, bilginler maddi ve manevi yönden kendi dünyasını ve dünyasındaki canlıları etkileyen nedenleri bulup açığa çıkarmaya çalışmışlardır.
Kitaptaki bölümlerden anlaşılacağı üzere, bir kısım bilginler müsbet hesaplara, bir kısmı da bu konuları uzun seneler incelemelerden sonra tahmin ve yorumlara dayandırmıştır. Bu kitap, Yüce Allah’ın kelâmı olan Kur'an-ı Kerim’e dayanmaktadır. Buradaki müsbet ve tahmini yorumlar Kur'an’dan ayetlerde açıklanmıştır.
Bundan sekiz yüz veya bin sene önce, bugünkü gözlem aletleri, ince hesap makineleri bulunmadığından dünyada, sıcak, soğuk, fırtına, yağmur, kasırga, zelzele gibi olayların, insan sıhhatinin üzerinde büyük etkisi olduğu açık bir gerçektir. O devirlerde bu gibi hastalıklar ve tabiatta görülen bazı üstün olayların, kısmen doğru olarak, diğer yıldızların etkisinden ileri geldiği kanaati, birçok tekrarlanan tecrübe ve incelemelerden sonra ay ve güneşin, diğer uydu ve burçlarla olan ilişkisinden ve yer değiştirmelerinden olduğu kanısına varılmıştır.
Şu var ki bu tespit edilen sonuçlar, sırf yorum ve tahmine dayanmamış, Kur'an’ın ayetleri, bu gibi bilimlere ışık tutmuştur. Nitekim bu kitaptaki bilimlerin birçok yönleri ayetlerle açıklanarak ispat edilmiştir. Bu kitap yukarıda bahsettiğim batıl bilimlerden uzaktır. Her ne kadar ilkten insan düşüncesini batıla doğru yöneltecek gibi anlaşılsa da, bunun derinliklerine indikçe, böyle olmadığı anlaşılır. Yeter ki insan bunları kötü maksatlar için kullanmasın. Bu eserin yazıldığı seneleri düşünecek olursak o vakitler için emsalsiz bir tıp ve astronomi kitabı olacağına şüphesi kalmaz. İbn-i Arabi'nin yazdığı telif eserleri 30 dile çevrilmiş, temel kitaplardan sayılır. Bu günün batı uygarlığı yönünden eski ve yeni bilim arasında kıyaslama yönünden, gayret ve ibretlerle dolu olan bu kitabı okuyuculara sunmuş bulunuyoruz.