Zaman içerisinde ise psikolojik rahatsızlıklara yönelik olan ilginin eğitim alanına da kaydığı ve sanal danışanların ‘doğumu’ ile psikoloji alanındaki sanal gerçeklik çalışmalarında yeni bir boyut kazandığı söylenmektedir. Sanal danışanın birçok uygulama türünü barındıran bir terim olduğunu ve temel olarak teknoloji aracılığı ile iletişim kurulan içeriğe sahip uygulamalar olarak tanımlanmaktadır. Tıp alanı başta olmak üzere çeşitli sağlık disiplinlerinde pratik yapma, eğitim amaçları ile sıklıkla kullanımına rastlansa da psikoloji alanı için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildir. Özellikle psikoloji alanına teknolojinin dahil edilmesinin görece geç olduğu ülkemizde bilindiği kadarı ile bu amaç ile geliştirilmiş bir uygulama bulunmamaktadır. Bu nedenle teknolojik bir simülasyonun psikoloji alanına özgü olarak incelenmesi ve ülkemizdeki psikoloji bölümü öğrencilerinde nasıl bir karşılık bulacağı bu kitapta yer alana çalışmanın temel merak kaynağını oluşturmuştur.
Bu merak doğrultusunda pilot bir sanal psikolojik görüşme simülasyon programı geliştirilerek çeşitli açılardan değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Özellikle Covid-19 pandemisinden sonra teknolojik araçların eğitim sürecinde daha da önem kazanmasıyla birlikte mevcut araştırmanın sanal danışan içeren simülasyonlar kapsamında başta klinik psikoloji alanına olmak üzere bu konuya ilgi duyan tüm disiplinlere ve kişilere katkı sunması umulmaktadır.