Meyveli ağaç taşlanır; ama bu cehalet (başka bir kelime kullanamıyorum) ağaca dönük, ağacı yaralıyor, varlığına kastediyorlar. Batıda yazılmış her cümleye, sorgusuz sualsiz, mal bulmuş Mağribî gibi sarılan ve hemen millî varlığımıza saldırıya geçenlere halkımızın cevabı çok sadedir: kanı bozuklar, sütü bozuklar… Biz eli kalem tutanlar halkımızın ne dediğini çok iyi anlıyoruz, yürekten de katılıyoruz; ama sorumluluklarımız var; anlatmak, açıklamak, savunmak görevimiz var; başka türlü bu milletin aydını olamayız. Aydın, milletinin kıblesine dönük okumuş insan demektir; bu kıbleyi yani milletinin inandığı mukaddesleri savunmak görevi ona düşer. Şimdi, milliyetçiliğe hakaret edip, yahu sen kime söylüyorsun diye ayağa kalktığınızda, ben size bir şey demiyorum kardeşim benim sözüm ırkçılık yapanlara diye kıvıranlar karşısında susulur mu? Hangi ırkçılar, kim bunlar diye sormanız gerekmez mi? Seksen yıldır bu edepsizlik kisvesi içinde milliyetçiliğe saldıranlar milliyetçilerin ırkçı olmadığını bilmezler mi? Bu sapkınlığın fikir babaları, günümüzdekilerden çok, çok daha haysiyetli idiler.
[Ötüken Neşriyat]
ການຈັດອັນດັບ ແລະ ຄຳຕິຊົມ
5,0
1 ຄຳຕິຊົມ
5
4
3
2
1
ໃຫ້ຄະແນນ e-book ນີ້
ບອກພວກເຮົາວ່າທ່ານຄິດແນວໃດ.
ອ່ານຂໍ້ມູນຂ່າວສານ
ສະມາດໂຟນ ແລະ ແທັບເລັດ
ຕິດຕັ້ງ ແອັບ Google Play Books ສຳລັບ Android ແລະ iPad/iPhone. ມັນຊິ້ງຂໍ້ມູນໂດຍອັດຕະໂນມັດກັບບັນຊີຂອງທ່ານ ແລະ ອະນຸຍາດໃຫ້ທ່ານອ່ານທາງອອນລາຍ ຫຼື ແບບອອບລາຍໄດ້ ບໍ່ວ່າທ່ານຈະຢູ່ໃສ.
ແລັບທັອບ ແລະ ຄອມພິວເຕີ
ທ່ານສາມາດຟັງປຶ້ມສຽງທີ່ຊື້ໃນ Google Play ໂດຍໃຊ້ໂປຣແກຣມທ່ອງເວັບຂອງຄອມພິວເຕີຂອງທ່ານໄດ້.