Bir lokantada üzerindeki figür Apo’ya benzetildiği için suç unsuru sayılan tuzluklardan düğün genelgelerine, sarı-kırmızı-yeşil yasaklarından kendisine yollanan istek peçetesinde “Kürdistan” lafı geçtiği için tutuklanan oryantal dansöze…
90’lar geride kaldı mı, aşılabildi mi, yoksa pusuda bekliyor hatta hortluyor mu, hâlâ tartışılıyor. Evrim Alataş, 90’ların iklimini kara mizah penceresinden bakarak hatırlatmaktan fazlasını yapıyor. İsyankâr neşesiyle, her devirde okunabilecek devlet ve insan manzaraları anlatıyor bize.
“Yıllarca kaybettiklerimizin dökümlerini yaptık hep. Acı, bizden başlayıp bize dökülen bir dere oldu. Yüreğimiz ve beynimiz bir ‘korkunç anılar deposu’na dönüştü. Oysa biraz da gülerek bakmak gerekir hayata. Güldüğümüz kendimiz bile olsak. Yani, ‘Alem buysa kral biziz’ demek lazım bazen. Yangınlardan çıkıp da paçalarımızdaki yanığa gülmek lazım…”
Evrim Alataş
1976’da Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Gölpınar köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde, ortaokulu başka bir köyde, liseyi ise İstanbul’da okudu. 1995’te Yeni Politika’da, o kapatıldıktan sonra yerine kurulan gazetede, o da kapatılınca onun yerine kurulan gazetede çalıştı. Böylece yedi gazete etti – Özgür Gündem’e kadar... Başka yayın organlarının yanı sıra Radikal İki’de, Birgün’de, Birikim’de yazdı. 2003’te Aram Yayıncılık’tan Mayoz Bölünme Hikayeleriyayımlanmıştı. 12 Nisan 2010'da aramızdan ayrıldı.