Klasik çağ, gerek telif gerek tercüme eserler açısından oldukça zengin bir dönemi temsil eder. Bu eserlerin incelenmesi dönemin hâkim normlarını, zihniyet kalıplarını ve siyasetini anlamak açısından oldukça önemlidir. Bu anlama sürecinde, eser sahiplerinin “asıl” niyetleri, padişaha, saray çevresine ve bürokratlara yakınlıkları, din, mezhep ve tarikat mensubiyetleri gibi belirleyici etkiye sahip özellikleri de ihmal etmemek gerekir. Buradan hareketle, Osmanlı imparatorluk “ideolojisi” söz konusu olduğunda, tarihsel olay ve olguların, zamanla nasıl bir dinî kimlik kazandığını ve “kutsal tarih” olarak toplumların bilinçaltlarına yerleşerek kalıtsal bir karaktere büründüğünü anlamaya gayret eden Ali Fuat Bilkan, döneme dair oldukça titiz ve detaylı bir başvuru kaynağı sunuyor.
“Patrimonyal devletin kurumsal bir kimlik kazandığı Osmanlı klasik döneminde üretilen sanat eserlerinde genel olarak emperyal söylemin ön planda olduğu bilinmektedir. Bu dönemde yazılan eserlerin ve ortaya çıkan yeni edebi türlerin emperyal karakteri, Roma imparatorluk mirasının en güçlü varisi olan Osmanlı İmparatorluğu’nun ‘yeni ideolojisini’ yansıtır.”
ALİ FUAT BİLKAN
1963 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olup lisansüstü çalışmalarını klasik Türk edebiyatı alanında gerçekleştirmiştir. Sırasıyla ODTÜ, Gazi, Jawaharlal Nehru, Fatih, Wisconsin, TOBB ETÜ ve İpek Üniversiteleri’nde akademisyen ve idareci olarak görevler aldı. Hindistan’da Babür dönemi el yazmaları üzerine araştırmalar yaptı. Edebiyat metinlerine sosyo-kültürel yaklaşımlar içeren çok sayıda çalışması mevcuttur. Yayımlanmış bazı eserleri şunlardır: Nabi Divânı, Hindistan’da Gelişen Türk Edebiyatı, Masal Estetiği, Osmanlı Şiirine Modern Yaklaşımlar, Bâbür’ün Risâle-i Vâlidiyyesi, XVII. Yüzyılda Osmanlı Düşünce Hayatı, Sultan’ın Dini, XVII. Yüzyıl Türk Edebiyatı. İletişim’den 2016’da Fakihler ve Sofuların Kavgası, 2018’de Osmanlı Zihniyetinin Oluşumu ve 2019’da Mevlid: Değerden Ritüele adlı eserleri yayımlanmıştır.