Her yaştaki insana Kur’ân’ı ve Sünnet’i, yâni İslâm’ı öğretmek için gayret sarf etmek gerekir. Zîrâ dünya ve âhiret saâdetimiz buna bağlıdır. İlim ve Kur’ân hizmetlerine katılmak, Allah Rasûlü (s.a.v) şu müjdesinden nasîb almaya vesîledir: "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnâdır: Sadaka-i câriye, istifâde edilen ilim, kendisine duâ eden hayırlı evlât.” (Müslim, Vasiyyet, 14) İlim ve Kur’ân hizmetleri, insanı dünyada da âhirette de azîz eyler. Cenâb-ı Hakk’a yaklaştırarak vuslata nâil eyler. Sâlih bir kul olup Hakk’ın rızâsına ermek isteyen her mü’min, ilim hizmetine koşmalı ve bu hizmette bulunanlara elinden geldiğince destek olmalıdır. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Mü’min, cennete girinceye kadar işittiği hiçbir ilme doymaz.” (Tirmizî, İlim, 19/2686)