Mabed’in tahribi Yahudileri her anlamda derinden etkilemişti. Artık kurban takdimlerini yapamaz, günlük ve dönemlik ibadetlerini icra edemez bir hale gelmişlerdi. Gerek Bâbil esareti gerekse Romalıların Kudüs’ü işgali ve Kutsal Mabed’i yıkmaları, Yahudilerde milliyetçilik şuur ve düşüncesinin oluşumunda büyük bir unsur olma özelliğine sahiptir. Hz. Davud ve Hz. Süleyman devrindeki refah ve huzur ortamına duydukları özlem; yıllarca maruz kaldıkları sürgün hayatı ve tarih boyunca çektikleri acı ve sıkıntılar, onları esaret hayatından kurtarıp Kutsal topraklara kavuşturacak, Kutsal Mabed’i yeniden inşa edecek bir kurtarıcı düşüncesine sevk etmişti.