Buna karşı belirtmek gerek ki, Aristoteles İdeayı yadsımak bir yana, tam tersine Platonistlerin onu yanlış anladıklarını, İdeanın soyut bir öte-dünyasal, meta-fiziksel bir kurgu olmadığını, bütün bu dünyanın, bütün bu evrenin biçimi olarak somut olduğunu anlatmıştır. Aristoteles diyalektiği herşeyden önce İdeanın kendisinin gerçek kurgul doğasını anlatmada uygular. Aristoteles’in “İlk Felsefe”si sözde ‘meta-fizik’ olmak yerine, tam tersine ‘meta-fizik’ ile anlaşılabilecek her türden Anlak kurgusunun yadsınmasıdır. Mantıksal Olarak, Doğa alanından sonra Tin alanı gelir.
Aristoteles’te felsefe oluştadır, — ve bir telos ile.
Eğer Aristoteles’in etkilerini gerçekten görmek istiyorsak, herşeyden önce Farabi ve Hegel gibi felsefecilere, Ptolemi, Kopernik, Kepler ve Galileo gibi bilimcilere dönmemiz gerekir. Aristoteles’in felsefesi yitik bir uygarlık evresinin özeti değil, ilksiz-sonsuz İdeanın bilgisine yönelik vazgeçilmez bir girişimdir: İnsan Düşüncesi onda tarihsel göreliliğin ötesine geçer, Gerçeğin doğasının zamanı yenmek olduğunu gösterir. Kültürel çoğulculuğun ötesine, evrensel uygarlık tinine yükselir, tutucu yerelliklerin insana yakışmadığını gösterir. Eğer bilmeyi istiyorsak, eğer insan düşüncesinin nasıl soylu, insanın nasıl yüksek, varoluşunun nasıl anlamlı ve değerli olduğunu öğrenmeyi istiyorsak, Aristoteles ile birlikte kabul etmeliyiz ki felsefede özgürlük, erdem ve Usa güven olmaksızın hiçbirşey yapamayız. Düşünmede etik bilginin saltık koşuludur.
— Aziz Yardımlı
Aristoteles, İlk Felsefe (1072b):
“Ve kendinde düşünme kendinde en iyi ile, ve en yüksek anlamda düşünme en yüksek anlamda iyi ile ilgilidir. Us (nous/νοῦς) düşünülen nesneye katılarak (kata metalepsis/κατὰ μετάληψιν) kendini düşünür, çünkü nesneye dokunmada ve onu düşünmede kendisi düşünülen nesne olur, öyle ki Us ve düşünülen nesne (nous kai noeton/νοῦς καὶ νοητόν) aynıdır. Çünkü düşünülen nesne ya da töz için alıcı olabilme yetisi Ustur ve Us nesnesine iye iken etkindir. Öyleyse Usun kapsıyor göründüğü tanrısal öğe (theion/θεῖον) birinciden [alıcılık] çok ikincidir [etkinlik], ve kavramsal düşünme (theoria/θεωρία) en haz verici ve en iyi olandır (to hediston kai ariston/τὸ ἥδιστον καὶ ἄριστον). O zaman, eğer tanrı (ho theos/ὁ θεὸς) her zaman bizim yalnızca zaman zaman yaşadığımız o iyilik durumunda ise, bu harikadır; eğer daha iyi ise, bu daha da harikadır. Ve onun durumu budur. Yaşam da (zoe/ζωή) ona aittir, çünkü Usun edimselliği yaşam iken, tanrı o edimselliktir. Onun edimselliği kendinde en iyi ve ilksiz-sonsuz yaşamdır (zoe ariste kai aidios/ζωὴ ἀρίστη καὶ ἀΐδιος). Buna göre tanrının ilksiz-sonsuz ve en iyi dirimli varlık olduğunu söyleriz, öyle ki yaşam ve ‘sürekli ve ilksiz-sonsuz ömür’ (zoe kai ‘aion synekhes kai aidios’/ζωὴ καὶ αἰὼν συνεχὴς καὶ ἀΐδιος) tanrıdadır; çünkü tanrı budur (τοῦτο γὰρ ὁ θεός).”