* * *
Mantık Bilimi Logosun, Usun, ya da daha doğrusu arı Usun, ama belki de bu anlatımlara yükleme alışkanlığında olduğumuz tek-yanlı öznellikten kaçınabilmek için en iyisi ve Hegel’in kendisinin kullandığı anlatımla “nesnel düşüncenin” çözümlemesidir. Logos fiziksel olmadığı gibi tinsel de değildir. Mantık Bilimi bu düzeye dek insan düşüncesinin kendini nesnel düşünce yapma, ya da Kavramın Kavram ile, bilincimizdeki öznel Kavramın kendinde var olan nesnel Kavram ile örtüşme çabasıdır. Bunun, yani çaba olmasının bir sonucu öznel Kavramın nesnel Logosu çözümleme girişimi olarak Mantık Bilimi’nin daha da eksiksiz olma olanağına açık olmasıdır. Bu eksiksizliğe ulaşmak öncelikle Hegel’in kendisinin başlıca amacı oldu, Mantık Bilimi’ ne — aslında bütün bir Felsefi Bilimler Ansiklopedisi’ ne — sürekli olarak daha nesnel, böylece daha tam ve anlaşılır bir biçim vermeye çalıştı. Gerçekte yalnızca ussal olan anlaşılır olandır.
Logos hiç kuşkusuz fiziksel-özdeksel değildir; ama tinsel de değildir. Yalnızca meta-fiziksel ya da doğa-ötesi değil, ama ayrıca meta-tinsel ya da tin-ötesidir. Logos vardır. Tüm Kavralar, Nitilek, Niclik vb. vardır. Ama salt Varlık ne fiziksel, ne de tinsel olmak ile eşittir. Fiziksel olan ve tinsel olan, ya da uzaysal ve zamansal olan — ya da kısaca görgül olan — yalnızca var olmayan, ama, daha yüksek ve daha somut bir belirlenim ile, oluşta olandır, ontolojik değil ama fenomenolojik denilen şeydir. Görüngüsel olanın salt var olandan daha içerikli, daha varsıl, daha yüksek olduğu kendiliğinden açıktır. Ama salt bu göreli somutluk varlık soyutlamasının varlığını yadsımak için yeterli değildir. Tersine, görüngüsel olanın var olması, varlığı kapsaması gerekir, üstelik yokluğu da kapsamasının eşit ölçüde zorunlu olmasına karşın.
— Aziz Yardımlı