Fısıltı halinde birbirlerine açtıkları sırların üzerine geliyordum ansızın. Hastalıklar, para, aile tasalarıyla ilgiliydi bunlar. Bu adamların kendilerini ‘içine' kapadıkları sıkıcı hapishane duvarları gelirdi gözlerimin önüne. Ansızın kaderin yüzü göründü bana.
**
O sadece bir Küçük Prens değildi: Gece Uçuşu'nun Güney Postası'nı İnsanların Dünyası'na taşıyan bir Savaş Pilotu'ydu aynı zamanda...
Küçük Prens'in kimliğini, niceliğini tamamlayan tüm bu kişi ve mekânlar Exupéry Atlası'nın temel yapıtaşlarıdır: Yeryüzü, Evren, Gökyüzü, İnsan, Gezegenler...
Pek azımızın Saint-Exupéry'nin iyi ve öncü bir havacı, bir posta pilotu ve mucit olduğundan haberi vardır. Saint-Exupéry'yi bir yeryüzü yazarı haline getiren, Küçük Prens'in Kitab-ı Mukaddes'ten sonra dünyada en çok okunan kitap olduğu bilgisi değil sadece; felsefesi, edebiyat içine yedirilmiş özlü ve herkesçe anlaşılır bilgeliği, olağanüstü keşif duyarlılığı, duygusu ve icat yeteneği. Kısacası Saint-Exupéry, en az efsane liderler, peygamberler, âlimler ve kahramanlar düzeyinde Yeryüzü'nü Evren'de temsil yeteneğine sahip “dünyalı” birkaç bilge kişiden birisidir.
HALİL GÖKHAN
1926 yılı hayatında bir dönüm noktası oldu: Tekrar uçmaya başlamıştı. Toulouse ve Dakar arasında posta servisi yapan uçağın pilotu olarak göreve başladı. İlk kitabı Güney Postası'nı bitirdi. Burada ilk uçuş deneyimlerini anlatıyordu. Aynı şirketin Arjantin bölge sorumluluğuna getirildi. Gece Uçuşu adlı romanı Arjantin'deki yaşantısını anlatır. Paris'te evlendi. 35 yaşındayken uçağı arıza yaptı ve Tunus'ta çöle zorunlu iniş yaptı, kayboldu. Dört günlük zorlu çöl macerası ardından bir Bedevi tarafından bulundular. İspanya İç Savaşı boyunca Fransız gazetesi adına muhabir olarak görev yaptı. Havacılık alanında birçok buluşa imza attı. Gece uçuşlarını düzenleyen cihazların geliştirilmesinde katkı sağladı. II. Dünya Savaşı başladığında Fransa, Almanya'nın işgaline uğradı. Komutanları Exupéry'ye sağlık durumunun savaş şartlarına uygun olmadığını söylemesine rağmen o askere yazıldı. Fransa'nın yenilgisi üzerine ABD'yi gitti. Buradayken yazdığı Dünya ve İnsanlar ile Savaş Pilotu adlı iki kitabı New York'ta çok tutuldu. En önemli eseri Küçük Prens'i de bu dönemde yazdı. Savaşın getirdiği yıkımın ortasında dünyaya bir umut mesajı vermek istiyordu. Bunu Küçük Prens'te bir çocuğun gözüyle yapmaya çalıştı. Ülkesinin işgal altındaki durumu onu çok üzmekteydi. Olaylar karşında sessiz kalamayacağına karar vererek ABD ordusuna katılarak yüzbaşı rütbesiyle Kuzey Afrika'ya gitti. Görevi Alman ordularının hareketini havadan izlemekti. Yine böyle bir keşif uçuşu sırasında 31 Temmuz 1944'te uçağı vuruldu ve Marsilya açıklarında denize düştü. Uçağının enkazı 2000 yılında balıkçılar tarafından bulundu.