Merhum M. Es’ad Coşan Hocaefendi’nin misyonunu; Müslümanlığı ashabın anladığı gibi anlamak, bunun Kur’an ve Sünnet başta olmak üzere sahih kaynaklardan devamlı surette sağlamasını yapmak ve bir yaşam biçimi olarak bu anlayışı hayatına hakim kılmak olarak tarif etmek mümkündür. Vizyonunu ise, yukarıda tarifi yapılan Müslümanlık anlayışını dünyadaki bütün insanlarla paylaşmak diye ifade edebiliriz.
Sahih İslâm’ın bilinmesi ve buna göre bir kimlik inşa edilmesi Hocaefendi’nin üzerinde durduğu ana eksen olmuştur. Esasen onun bütün kitaplarını bu çerçevede okumak, konuşmalarını da bu bakış açısıyla dinlemek icap eder. Öyle konuşma, yazı ve çevirileri de vardır ki bütün bu düşünce ve yaşamının manifestosu niteliğindedir.
Bu eser, işte bu konuşma, yazı ve çevirilerden çok önemli bir demet içermektedir.
Kitabın son kısmını “İslâmiyet Nedir?” başlıklı M. Es’ad Coşan Hocaefendi tarafından, Dr. H. Necatioğlu müstear ismiyle yapılan bir çeviri yazı oluşturmaktadır.
Bir İngiliz mühtedi olan J. W. Lovegrove (Habibullah) tarafından yirminci yüzyılın başlarında kaleme alınıp iki defa basılan “What is İslam” isimli bu çeviri, 1966-1967 yıllarında Politika adıyla neşredilen haftalık bir dergide yayımlanmıştır. Çeviriler derginin 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32. sayılarının 14. sayfalarında tam sayfa olarak yer almaktadır.
İlgili ve meraklıların istifadesi için bahsedilen çevirinin İngilizce olan ana metni de kitabın sonuna konulmuştur.
Çevirisi yapılan metin ile ilgili merhum Hocaefendi’nin yazdığı “Önsöz” şu şekildedir:
"Hıristiyanlığın, kilise teşkilatı ve papazların sorumsuz, çıkarcı tutumları sonucu sapık ve mantık dışı bir seyir takip etmekte olduğu bilinen bir gerçektir. Bu hâliyle, düşünen Avrupalı’nın aklını ve vicdanını doyuramamakta, şahısların rûhî buhranlara düşmelerine veya dinsizliğe kaymalarına sebep olmaktadır. Bu durumda bir kısım münevverler, dünyada mevcut bütün büyük dinleri dikkatle inceleme ve hakikati arama yolunu seçiyorlar.
Kilise teşkilatı tarafından yürütülen asılsız isnat, iftira ve korkunç propagandalara rağmen objektif tetkik ve mukayeselerden sonra İslâm’ın hak din olduğunu görerek ona intisap eden sayısız Avrupalı vardır. Bunlar arasında atom âlimleri, müsteşrikler ve hatta bizzat papazlar bile bulunuyor.
Bu zorlamasız, propagandasız ve davetsiz ihtidalar İslâm’ın ilahîliğine kesin delil ve onun Batı teknik ve medeniyetiyle yoğrulan zihinlerle uyuşamayacağı şeklindeki gülünç kanaatlere fiilî cevap mahiyetindedirler.
Doğu’da ve Batı’da, İslâm’ın mahiyetini ve rûhunu anlatan sayısız değerli eser yazılmış ve neşredilmiş olduğu halde okuyucularımıza bir İngiliz Müslüman olan J. W. Lovegrove’unWhat is Islam? adlı kitabını sunuşumuz, hıristiyan doğduğu halde ihtida ederek İslâm’a girmiş Avrupalıların, İslâm hakkındaki kanaatlerini aksettiren eserlerine hususî bir önem ve mâna vermemizdendir.
Okuyucular bu suretle Batılıların dinimizi nasıl gördüklerini ve nasıl anladıklarını da müşâhede etmiş olacaklardır."
Mahmud Es'ad Coşan, Miladi 14 Nisan 1938 / Hicri 13 Safer 1357 tarihinde Çanakkale’ye bağlı Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde dünyaya geldi. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şadiye Hanım’dır. Babası ile annesi üçüncü kuşakta aynı kökte birleşmektedir. Hz. Hüseyin Efendimiz’in soyundan olan dedeleri Buhara’dan gelip Çanakkale’ye yerleşmişlerdir.
Hafız Halil Necati Efendi 1942 yılında çocuklarının tahsili için İstanbul’a göç etti. M. Es'ad Coşan Hocaefendi ilk öğrenimini Eminönü Vezneciler İlkokulu’nda 1950 yılında tamamladı. Bu arada babası vasıtasıyla dönemin âlim ve ariflerinden Serezli Hasib Efendi ve Abdülaziz Bekkine Efendilerle tanıştı, sohbet meclislerine devam etti.
Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmının fen kolundan ise 1956 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-İslâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken dönemin önde gelen manevi şahsiyetlerinden, ilim, fikir ve gönül önderi Mehmed Zâhid Kotku Hocaefendi'nin damadı oldu; küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi.
Fakülteden mezuniyetini müteakip girdiği imtihanı başarıyla vererek Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü asistanlığını kazandı ve bu suretle akademik hayata ilk adımını attı. 1965 yılında "Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri" adlı çalışmasıyla ilâhiyat doktoru unvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1972 yılında "Hacı Bektaş-ı Velî ve Makâlât" adlı tezi ile doçent unvanını aldı. 1973 yılında aynı fakültenin Türk-İslâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü. 1982 yılında "Matbaacı İbrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i İslâmiyye" adlı takdim teziyle profesör unvanını aldı.
Millî Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan çeşitli komisyonlarda üye olarak çalıştı. Aynı zamanda Almanya, Avusturya, Irak, İran, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerde uluslararası toplantı ve konferanslara katıldı, araştırma ve incelemelerde bulundu.
M. Es'ad Coşan Hocaefendi 1980 yılında vefat eden hocası ve kayınpederi Mehmed Zahid Kotku Efendi’nin kendisine devrettiği tebliğ ve irşad görevini daha aktif yerine getirebilmek için 1987 yılında kendi isteğiyle öğretim üyeliğinden emekliye ayrıldı.
Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde hadis ve fıkıh entstitüleri kurdu. Eğitim, sağlık, basın-yayın, ilim-sanat, yardımlaşma, çevre ve kültür alanlarında faaliyet gösteren bir çok müessesenin kuruluşuna öncülük etti, sahasında ilk örneklerini ortaya koydu ve bu alanlarda hizmet üretmeleri için dostlarını ve takipçilerini teşvik etti. Çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı. Sohbet ve faaliyetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın birçok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralya’ya defalarca giderek eğitim programlarına katıldı.
Milâdî 4 Şubat 2001, Hicrî 10 Zil’kade 1421 tarihinde Avustralya’da, cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında henüz nedeni anlaşılamamış çarpışma sonucu elim bir trafik kazasında vefat etti. İstanbul’a getirilen naaşı Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedildi.
Her kesimden insanın severek istifade ettiği sohbetleri AKRA üzerinden sesli ve http://MECmerkezi.org üzerinden görüntülü olarak yayınlanmaya devam etmektedir.
Ayrıntılı bilgi için tıklayınız: http://www.esadcosan.com