Bizim gündelik dünyamız algılar dünyasıdır. Gündelik dünyamızı, içindeki her şey ile birlikte, zihnimizde, her gün yeniden kurarız. Dış dünyanın içeride bir iç modelini oluşturur ve dış dünyayla bu iç model üzerinden bağlantı kurarız. İşte buna "ALGI" diyoruz.
Algı verilerini duyularımız üzerinden dış dünyadaki "OLGU"lardan elde ederiz.
Demektir ki bir OLGU dünyası vardır, bir de bizim içeride oluşturduğumuz onun zihinsel modeli ALGI dünyası vardır. Ne var ki bizim gündelik kararlarımızı verirken referans aldığımız dünya Algı dünyasıdır. Kararlarımızı algılarımıza göre veririz ve Algı dünyası bazı zamanlarda Olgu dünyasının aynısı değildir. İşte bu bağlamda, Türkiye'de Kürt Sorununun da Algısı ve Olgusu birbirinden hayli farklıdır. Yozgat'taki bir Türk ile Hakkari'deki bir Kürt için Kürt Sorunu farklı algılanmaktadır. Daha da önemlisi devlet katında da Kürt Sorununun bir algısı vardır ve bu algıların her biri hem birbirinden hem de olgunun kendisinden farklıdır. Böyle bir durumda sorun nasıl çözülecektir?
Olgu ile algılar arasındaki fark anlaşılmadan ve mevcut algıların dirençleri hesaba katılmadan bu sorun daha çok can yakmaya devam edecek gibi durmaktadır. Önce bu algılar sorunu çözülmelidir ve bunlar birer sosyal inşa ürünüdürler. O zaman bu sosyal inşaların yeniden inşa edilmesi ve çözüm için uygun hale getirilmesi gerekir. Bu da yeniden inşa demektir.
Kitap, yazarın 2014 yılında, Siyaset ve Sosyal Bilimler bilim dalındaki "Türkiye'de Kürt Sorununu Çözüm Sürecinde Algının Yeniden İnşası" başlıklı Doktora tezidir.
Dr. Nurettin AYDIN Hakkari'nin bir köyünden hayata başlamış, çocuk yaşta babasını kaybettikten sonra eğitim hayatına Yatılı Okul ve Vakıf Yurtlarında devam etmiştir. Devlet memuriyetine paralel olarak eğitimini aralıksız sürdürmüş, iki ön lisans, beş lisans, yüksek lisans ve doktorasını tamamlamıştır. Eğitim ve memuriyet hayatı yanında 30'u aşkın gönüllü sosyal girişimcilik projesi hazırlamış, uygulamış, bu amaçla kalkınma kooperatifleri, gönüllü dernekleri ve proje bazlı şirketler kurmuş, 300'ü aşkın yoksul aileyi iş sahibi yapmıştır.