Parlayan güneşi fırsat bilen binlerce insan sokaklara dökülür. Kimi boğazda, kimi köprüde, kimi deniz kıyısında oltasıyla balık tutuyor, kimileri vapurla adalara gidiyor, kimi Eminönü’ne, kimi alış veriş merkezlerine, ya da karın tadını çıkarmak için Belgrat ormanlarına gidiyor...
Bu gün hava karlıydı ve tipik İstanbul hali işte! Zalim bir şehirdir şu İstanbul! Tehlike çok ama, bir o kadar da güzeldir. Sana hep ihanet eder ve sen yine onu sevmeye devam edersin. “İstanbul’u sevmeyen gönül, aşkı ne anlar!” demişler şairler ve bu sözü boşuna söylememişler! Bir bakmışsınız güzel bir gün geçirirken onu bozacak birisi mutlaka çıkar. Sanki İstanbul’un değişmez bir kuraldır bu! Onu o kadar iyi tanımış durumdayım ki, hakkında ciltler dolusu kitap bile yazabilirim...
Halit Fuat Beşik kimdir?
1952 yılında Fatsa'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Fatsa'da, üniversite öğrenimini ise İstanbul'da tamamladı. Kapalı çarşıda ticaret hayatına atıldı. Bu arada dünyanın pek çok ülkesini gezme fırsatı buldu. Önceleri rezaletten kaçmayan ve "Hep ben" mantığıyla maceralı bir hayat yaşadı. Okumayı ve not almayı çok sevdiği için pek çok kitap ve notlara sahiptir...
Yazarın çalışmaları; "TALAN MEVSİMİNDE ADAM GİBİ YAŞAMAK", "SOKRATES’İN İSYANI", "HAÇLILAR ÇANAKKALEDE", "YÜZ ELLİ YAŞINDAKİ ADAM", "TEVRATIN ÇOCUKLARI VE KURAN", "ARİF’İN ÖLÜMÜ", "ŞİİRLE AĞLAMAK", "KÜÇÜK MAHMUT İLE KOCA BAYRAM", "VENÜS GEZEGENİNDE İSYAN", "ADEME MEKTUPLAR" gibi Kur-an ahlakına dayalı, ama daha cüretkâr ve farklı konuda yazılmış kitaplardır.
Yazmak konusuna otuz yıllık bir emek vermesine rağmen, bu konuda daha pek çok şey yapması gerektiğine inanıyor. “Talan Mevsiminde Adam gibi yaşamak”, “Sokrates’in İsyanı”, “Haçlılar Çanakkale’de”, “Tevrat’ın Çocukları ve Kur-an”, “Yüz Elli Yaşındaki Adam”, “Şiirle Ağlamak”, “Küçük Mahmut ile Koca Bayram”, “Venüs Gezegeninde İsyan” ve “Adem’e Mektuplar” isimli kitapları yayınlanmıştır. İnanç, Adalet, İnsan sevgisi ve Kuran ahlakına dayalı o muhteşem denge içinde eserler vermeye çalışıyor. Gerçek eserlerini bundan sonra size sunacağına inanıyor... Şimdilik, yaşıyor işte...